Kafkaslarda Bir Ermeni Annem
Kafkas Dağları’nın göğe dokunduğu, bulutların yere değdiği bir yerde zaman ağır akar. Sessizlik bile konuşur orada. Rüzgâr, taş evlerin arasından geçerken geçmişi fısıldar kulağına. Her sokak, yaşanmışlıkla örülüdür; her yüz, yılların sabrını taşır.
Kafkasya’da, o dağların kalbinde tanıdım Sveta annemi.
Ermeni kökenliydi. Ama onu anlatmak için bu tanım yetersiz. Sveta, bir kimlikten ibaret değildi; o, kalbin diliyle konuşan, insan olmanın en sahici haliydi. Soğuk kış günlerinde, bir tas çorbanın ötesinde bir sıcaklık sundu bana. Annemin yokluğunu, onun yanında ilk kez unutabildim. Gözleriyle sarıldı, kelimesiz sevdasıyla ısıttı içimi.
Bazen sessizce otururduk yan yana. Hiçbir şey söylemeden saatler geçerdi. Ama o sessizlikte bile anlaşılırdık. Çünkü gerçek sevgi, söze ihtiyaç duymaz. Onun bakışlarında anneliğin evrensel dili vardı. O anlarda, ilk kez “evdeyim” dedim içimden; başka bir coğrafyada, başka bir kültürde, ama hiç bu kadar tanıdık, hiç bu kadar iyi hissetmemiştim.
Sonra Levan ve Giorgi’yle tanıştım. Onun torunlarıydı. Ama bu mükemmel ikili bana kardeş oldular. Aynı dili konuşmuyorduk belki, ama çocukların dili hep aynıdır: Gülmek, oynamak, birlikte hayal kurmak. Her kahkahamız, sınırları silen bir melodiydi. Hiçbir çeviriye ihtiyaç duymadık. Göz göze geldiğimizde dünya susuyordu; geriye sadece biz kalıyorduk.
Sveta’nın mutfağı da bambaşkaydı. Sadece yemek değil, şefkat pişerdi orada. Birlikte içtiğimiz çaydan buğu değil, içimizi ısıtan bir huzur yükselirdi. Sofrada paylaşılan her lokma, aramızdaki mesafeyi biraz daha eritir, kalplerimizi birbirine bağlardı.
Ve ben o gün anladım: Kafkas Dağları’nda bir yer değil, bir yurt bulmuştum. Sveta, bir anne olmuştu bana. İsmiyle değil, varlığıyla anlam kazanan biri. Beni dilimle, kimliğimle değil, yüreğimle kabul etti. Bana “oğlum” dediği an, ben de ona “annem” dedim. Sessizce, derinden, sonsuza kadar.
Bugün aramızda dağlar var belki. Ama her hatırlayışta yine yanımda. Yine o sıcak gülümsemesiyle sarıyor beni. Ve ben, içimden yine fısıldıyorum:
Senin evladın olmak, Sveta annem… hayatımın en büyük onurudur.
Halil Bâki Çelen