Hayat bazen beklenmedik yollarla bize en sadık dostlarını sunar. Benim hikayem de tam olarak böyle başladı. Ala Kız adını verdiğim o minik kediyle tanışıklığım, hayatıma dokunan en özel anlardan biriydi. Simsiyah tüylerinin arasında beyaz patileri ve boynundaki zarif benekle o, her şeyiyle farklıydı. Ama farklı olan sadece görünüşü değil, ruhuydu.
Onunla ilk karşılaşışımız bir sonbahar akşamıydı. Bahçemde soğuktan tir tir titreyen bir yavru kedi bulmuştum. Gözlerindeki masumiyeti ve sessiz çaresizliğini görünce onu orada bırakamazdım. Kucağıma aldım ve evime getirdim. O günden sonra hayatımın merkezinde bir Ala Kız vardı.
Ala Kız, bana hayatta eksik olan bir şeyi hatırlatmıştı: Koşulsuz sevgi. En karanlık günlerimde, yalnızlığın en derinlerinde boğulurken hep yanımdaydı. Gözlerinin içindeki şefkat, her sabah uyanır uyanmaz ayaklarıma dolanması, geceleri yastığımın yanında huzurla uyuması… O, benim için sadece bir kedi değil; dostum, evladım ve hayatımdaki en saf bağlılığın simgesiydi.
Fakat hayatta her güzel şeyin bir sonu var derler. Ve bu son bazen insanın hiç beklemediği bir anda gelir. Bir süre yurtdışında bulunmam gerekiyordu ve Ala Kız’dan 3 ay ayrı kalmıştım. Onu geride bırakırken ne kadar üzüldüğümü anlatmam zor. Ancak eve döndüğümde beni bekleyen manzara, sevgimizin ne kadar derin olduğunu bir kez daha göstermişti. Kapıdan içeri adım attığımda, Ala Kız koşarak bana gelmiş, patileriyle ayaklarıma sarılmış ve boynuma atlamıştı. O an sadece bir kedi değil, çok özlenmiş bir dostun geri dönüş sevincini yaşıyordu.
Ancak bu mutluluk uzun süremedi. Bir gün Ala Kız aniden ortadan kayboldu. Kapıya bakıp onu çağırdım. Seslendim. Sokak sokak aradım. Ama gelmedi. Gözlerim, Ala Kız’ın bana geri döneceği o anı bekliyordu. Ama o kapı hiçbir zaman çalınmadı.
Belki de ben yurtdışındayken o da beni aylarca beklemişti. Her çıkan ayak sesiyle heyecanlanmış, her kapı çalınışında benim döneceğimi umut etmişti. Ama ben sonunda dönebilmiştim. Ala Kız ise dönemedi. Belki de beni ararken bir yerlerde 9 canının hepsini kaybetti. Belki de son nefesini verirken bile beni bekliyordu.
Bu düşünce bazen yüreğime çok ağır geliyor. Ala Kız’ın o son anlarında yanında olamamış olmak, bana hep bir eksiklik hissi bırakıyor. Ona verdiğim sevgiyi ne kadar hak ettiyse, vefatında yanında olamamam o kadar haksızlık gibi geliyor. Ama belki de Ala Kız, bana sevgisini böyle öğretti. Koşulsuz, karşılıksız ve beklentisiz…
Ala Kız benim her şeyimdi. O bir kedi değil, benim yoldaşım, evladım, dostumdu. Onun anısı her zaman kalbimde yaşayacak. Ve her sabah uyandığımda, onun o tatlı mırlamasını duymasam bile, gönlümde hep onun sevgisi olacak.
Ala Kız, seni hep seveceğim.
Halil Baki Çelen
Migration Lawyer